Kuzey yarım kürenin muhtelif yerlerinde kış fazlası ile hissedilirken aynı anda Çöl sıcakları içinde daha doğrusu kavuran çölün üstünde , 8300 km, 50 ülkeden 188 motosiklet, 33 ATV, 171 otomobil ve 76 kamyon olmak üzere 465 aracın ,kendisi ve doğa şartları ile savaşını anlatan DAKAR başlıyor.
Bence DAKAR Ölmeden önce yapılması gereken aktiviteler sıralamasında her zaman 1 numara olacaktır. 21 yıl motorsiklet üzerinde geçirdikten sonra (ki bunun uzunn bir bölümü yaz kış demeden bifiil 15 sene) üstesinden gelebilirim diyorum. Ne olabilir ki 8000 km yolu 15 günde almak benim için çocuk oyuncağı. (istanbul trafiğinde yıllarca herg ün 400-500 km yol çevirmiş biri olarak) …
Tabi ki bu iş o kadar da kolay değil. Sabah yola çık, çöl kumunda, toprakta daha önce yol olmamış zeminde bir iz olmadan sürmek hatta bazen senden önce aynı yoldan geçmiş rakibinin lastik izini takip etmek çoğu zaman onun da bir tepenin arkasında düşmemesi anlamına gelmiyor. Yani o lastik izi her zaman doğru yol olmayabilir.
Yıllar önce Türkiye Pist şampiyonası bünyesinde iki sezon İzmir ve Körfez pistlerinde yarışmış, o duyguları yaşamıştım. Heyecanın ne olduğunu orada anlamıştım. Trafikte o ana kadar hiç motor kullanmamış olduğumu fark edip , o tarihten sonrada yıllarca 90 ı hiç geçmeden gayet de güzel motor kullandım, kullanmaya da devam ediyorum. Pist yarışlarında,yaklaşık 20 tur dönersiniz. tur başına 1:20 ila 1:40 dakika süreden yaklaşık25 dakikada yarışı tamamlayabilirsiniz. Bütün heyecana ve derece savaşlarına rağmen o 25 dakikada neredeyse hiç bir şey düşünmeden, şarkı mırıldanmadan belki start düzlüğünden geçerken teknikerlerden gelen tabela ikazları hariç , yol, rakip, gaz teli ve fren pedalları dışında hiç bir şeye odaklanmadan damalı bayrağı görürünüz. Sonrada dereceniz le orantılı sevinç yada hüzün kalabalığı. Ancak sadece 25 dakika….
Ya DAKAR da ; parkurların uzunluğu, kavurucu güneş ve kırmızı kumlardan başka görebilecek hiç bir şey yok. ne teknikerler ne seyirciler. Tamam belki dünyada bilmem kaç milyon fanatik sizi seyrediyor ama inanın aynı şey değil…
Benim için DAKAR gerçekten yanlızlık la teknolojinin bireysel yetenekle yaptığı savaş. Benim için DAKAR , uçsuz bucaksız tepelerden birinden bütün çöle bakabilmek. Herhalde dünyanın Zirvesi orası olmalı….
Kemal Merkit, Selçuk Bektaş, Şakir Şenkalaycı ‘ ya başarılar Tekerleriniz düz bassın….